Cosmopolitan | April 2009

Banu Altay – SIA YAPI

Eğitiminizden ve iş geçmişinizden bahseder misiniz?

İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü mezunuyum. Okulla birlikte çalışma hayatım başladı. Mimar Behruz Çinici’nin yanında iki büyük yıl çalıştım. Mezuniyet sonrası Koleksiyon Mobilya’da toplu satış ve projeli işler üzerine çalıştım.

Mimarlık ile iç mimarlık arasındaki fark nedir?

Mimarlığın kapsamı daha geniş. Mimarisi için mimari proje yapma yetkiniz var.

Okullu ve alaylı çekişmeleri oluyor mu bu durumda?

Piyasada bu tür çekişmeler olabiliyor. Herkes eğitimini aldığı işi yapıyor aslında. Pratik eğitimler aldığımız ve birbirini tamamlayan çalışmalar içinde olduğumuz unutulmamalı.

Dekorasyonun tanımı nedir?

Kumaş seçip, perde yaptırmak dekorasyon yapılmış olmak anlamına gelmez. Mimari proje çizildiğinde dekorasyon ele alınıp, çözümlenmeye başlanır. Elektrik, su tesisatlarının geçecekleri yerler, mekanik düzenlemelerin iç mimarın tasarımına göre yapılması gerekir.

İşinizin en keyifli yönü nedir?

Bir şey yaratabilmek. Bazen yanlış kombinasyon felaketle sonuçlanabilir. Tasarım olan birçok ürün bir araya geldiğinde birbirlerini öldürebilir. Uyumu yakalayıp kullandığınız ürünleri öne çıkarmak da tümüyle sizin maharetinize bağlı.

Sizi zorlayan yanlar neler?

Her iş gibi yorucu ve yıpratıcı olduğunu söylemem gerek. Müşteriler kısa zamanda sonuç istedikleri için temponun düşmesine imkan vermeyen bir iş bizimki.

Müşteriler sizden ne bekliyorlar?

Yurtdışındaliler kadar teslimiyetçi değil bizim insanımız. İç mimarın işi mekan tasarlamaktır. Türkiye’de yaşam tasarlamamız da beklenebiliyor.

Tarzınız hakkında ne söyleyebilirsiniz?

Eklektik bir tarzım olduğunu söyleyebilirim. Neoklasik, Zen ve Osmanlı tarzlarını birilikte kullanmayı seviyorum.

Zengin ve kaliteli görünüm nasıl sağlanır?

Detaylar ve sadelik çok önemli. Bazen tasarım tek bir obje, evi ayağa kaldırmak için yeterli olabilir. Çok modern bir evde altın varaklı bir ayna yardımıyla vintage ile avantgarde’ı birleştirmek mümkün. Her objenin değil, birkaç özel eşyanın öne çıkarılmasını öneririm.mekanların yaşanılır olması gerekli. Fonksiyonel, kaliteli, temiz ve tamamlanmış duygusunu verebilen mekanlar oluşturmak önemli.

Son dönemde dekorasyonda geçmişe bir özlem mi var?

Önceki yıllarda bir retro modası yaşamıştık. 70’li yıllara dönerek, canlı renkler, geometrik desenler kullanmıştık. Şu an antik motifler, Osmanlı ve Selçuklu desenleri kullanılıyor. Minimalist akım da yerini vintage modasına bırakıyor.

Az parayla yüksek etki elde etmek için ne yapabiliriz?

Evin en çok kullanılan, göze en görünen yerini belirleyin. Örneğin burası televizyonun asılı olduğu büyük duvar ise sadece o duvarı farklı bir duvar kağıdı ile kaplayabilirsiniz. Bu, mekanı tümüyle değiştirecektir.

Renkler konusunda ne diyebiliriz?

Sezona göre renkler değişir. Bu yaz turkuaz ve turuncu gibi flaş renkler sık kullanılacak. Flu renkler yerini canlı renklere bırakacak. Turkuaz-kahverengi iyi bir kombin, turuncu ile ekru da çok yakışıyor. Dekorasyona Akdeniz havası hakim olacak. Büyük yapraklı figürler ve iri desenler de çok  moda.

İnşaat ortamı giyim stilinizi etkiliyor mu?

Yüksek topuklularla şantiyelerde yürümek oldukça zor oluyor. Aynı gün içinde hem müşteriyle görüştüğünüz ve şantiye kontrolüne gittiğiniz zamanlar olabiliyor. Kaba inşaata maruz kalmasak da ince yapıda bile etkilendiğimiz faktörler var.

Evini dekore ettireceklere önerileriniz var mı?

Yaşam şeklinizi en iyi siz bilirsiniz. Trendlere kapılmamanızı öneririm.

Sia Moore Cosmopolitan 2009 3